DOPAMIN
Hayatınızda ki bir çok başarı/başarısızlığı kontrol eden hayati bir kimyasal.
FACEBOOK/YOUTUBE//TWITTER/SNAPCHAT tasarlanırken, DANIEL KAHNEMAN gibi bir çok psikolog ürün üzerine spesifik olarak çalıştılar.
Amaç şu:
Sizin beyninize dopamin salgılatacak şekilde, bildirim/ses/renk/bilgi akışını tasarlayabilmek.
Hiç merak ettiniz mi?
Canınınız sıkıldığınızda, neden oturup ‘‘sıkılmak’’ yerine, anında eliniz telefonunuza gidiyor?
Artık otomatik olarak YOUTUBE/TIKTOK/INSTA gibi sitelere sürekli bakıyorsunuz.
Neden ‘‘bildirim’’ görmek istiyorsunuz.
Çünkü siz artık bir ‘‘dopamin’’ bağımlısı haline geldiniz.
Aslında hepimiz geldik.
Teknoloji sayesinde bu dopamin paketlerine çook kolay bir şekilde ulaşabiliyoruz.
LIKE = DOPAMIN!
BİLDİRİM = DOPAMIN!
Peki bu nasıl bir döngüye sebep oluyor?
İlk etapta, her bir bağımlı gibi TOLERANS geliştiriyorsunuz.
Aynı bir alkol/uyuşturucu/sigara bağımlısı gibi beyniniz X kadar dopamine alıştıkça, artan toleranstan dolayı 1,1X’e kadar ulaşıncaya kadar tekrar döngüye giriyorsunuz.
Böylece kendi kendini besleyen ‘‘kısır’’ bir döngü içindesiniz.
İşte tam bu sebepten dolayı, çalışmak/kitap okumak/spor yapmak/geleceğe yönelik planlar yapmak/sabır göstermek, aşırı ‘‘sıkıcı’’.
Anında 2x DOPAMIN alabileceğiniz bir kaynak varken(Telefon), neden 10 SAAT KİTAP okuyup, bir bilginin peşinde koşup, X dopamin için çabalayın ki?
Tabi ki, çalışmak kadar sıkıcı bir şey olamaz.
Peki çözüm nedir?
Her bir bağımlılıkta olduğu gibi toleransınızı azaltmanız gerekiyor.
İlk etapta, hafta da bir kere olmak üzere bütün dijital cihazlar ile bağlantınızı kesip, ‘‘dopamin detoxu’’ yapabilirsiniz.
İnanın o gün ‘‘sıkıcı’’ geçecek.
Zaten amaç bu.
Eski dopamin seviyesine dönebilmek.
Ne kadar dijital cihazların salgılattığı dopamin seviyesinden kopup, gerçek başarının salgılattığı dopaminin peşinde koşmaya başlarsanız, vücudunuzun kimyasal dengesi de değişecek.(homeostasi)
Şahsen benim telefonumda, bütün bildirimler kapalı.
Sadece telefon aramalarının sesi açık.
Geriye kalan bütün her şey sessiz moda alınmış durumda.
Çok acil bir şey olursa, zaten telefon ile bana ulaşılabilecekleri için, benim gün içerisinde dikkatimi dağıtmasına gerek olmadığını düşünüyorum.
Sosyal medya/youtube/mail gibi bir çok kaynağı günün belirli bir saatinde, spesifik olarak bakmayı tercih ediyorum.
Böylece tek seferde, çok daha kısa sürede, verimli bir şekilde vaktimi harcayabiliyorum.
Özetle:
Dijital ve fiziksel Dünya diye artık bir ayrım yok.
Her birimizin işi/hayatı/çevresi büyük bir oranda internete bağımlı durumda.
Fakat bu uygulamalar, bizim sağlığımız için değil, en çok vakti orada harcamamız için tasarlanmış şekilde.
Bundan dolayı kullanıcı olarak bizim bilinçli olmamız şart.
Çünkü kullandığımız her uygulama, çoook basit bir şekilde, fiziksel Dünya’ya kıyasla çok daha yüksek oranda dopamin salgılatacak şekilde tasarlanmış durumda.
Bundan dolayı insanlar, aşırı sabırsız, iç güdüsel davranmaya başlıyor.
Fakat hayattaki en büyük başarılar, uzun planlama/ saatlerce çalışma/ sabırlı olmaktan geçiyor, bu ironiyi çözmenin tek bir yolu var.
Kasıtlı olarak bu döngüden çıkıp, ilk etapta sıkıcıda olsa da çalışmayı/kitap okumayı/uzun süreli planlar yapmayı/sabırlı olmayı alışkanlık haline getirmek.
Bunun kendi kendine çözülecek bir problem olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz, çünkü hiç bir fiziksel aktivite/başarı, size sosyal medya kadar kalıcı ve yüksek oranda kimyasal bir tecrübe sunmayacak.
Kontrolü sizin elinize almanız şart…